Okuma Süresi: 6 dakika

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yılın son günlerinde eski SSCB vatandaşları ve cumhuriyetlerinde yaşayanlar için Rus pasaportu almayı basitleştiren, hatta bu kişilerin akrabalarına da vatandaşlık hakkı tanıyan yeni bir yasayı Meclise sunması Rusya Federasyonu’nun “pasaportlaştırma (pasportizatsia)” politikasını yeniden gündeme getirdi.

Pasaportlaştırma Nedir?

Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Rusya’nın uygulamaya koyduğu “pasaportlaştırma” politikası (Rusya dışında ikamet eden kişilere toplu halde Rus vatandaşlığı verme politikası), sıradan pasaport vermeden farklı olarak, ülkelerin egemenlik haklarını etkileyen siyasi bir kavram olarak ortaya çıkmıştır.

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile (15/2) vatandaşlık seçmek hakkı uluslararası hukuk tarafından kişilerin özgür iradesine bırakılmıştır. Ancak, Rusya’nın ikamet şartı olmaksızın, münhasıran bağımsız bir ülkenin ayrılıkçı bölgelerinde yaşayanlara geniş çapta/kitlesel vatandaşlık vermesinin uluslararası hukuk bakımından meşruluğu tartışılmakta, ülke dışı vatandaşlık verme politikası ile yasal etki alanını diğer ülkelerin hükümranlık hakkına müdahale edecek şekilde genişletmeye çalışmakla, vatandaşlığa alma hakkını kötüye kullanmakla suçlanmaktadır.

Rus Pasaportlaştırma Politikasında Primakov Doktrini’nin Rolü

Rusya’nın “yumuşak güç” unsuru olarak işlev gören “pasaportlaştırma” politikası, 1996’da Dışişleri Bakanı olan Yevgeni Primakov’un “Yakın Çevre Doktrinini” esas alınarak geliştirilmiştir. Yakın Çevre Doktrini ile eski SSCB coğrafyasında bulunan Ruslar ve Rusça konuşan toplulukların Rusya’ya bağlılığının güçlendirilmesi ve bu unsurların Rusya Federasyonu’nun stratejik bir gücü haline getirilmesi hedeflenmiştir.  

Eski SSCB coğrafyasındaki nüfusun %70’inin Rusçayı temel iletişim dili olarak kullanıyor olması sebebiyle, Rus olmayan stratejik grupların pasaportlaştırılması yoluyla Rus vatandaşlığını yurt dışına genişletme politikasında -jeo-lengüistik bir araç olarak- Rusça, Rusya’nın etki alanını yaymaya hizmet etmiştir.

Rusya Federasyonu Vatandaşğı Düzenlemeleri

Rusya’da vatandaşlığa kabul yoluyla Rus vatandaşlığına geçenler, etnik köken ve ana dilleri ne olursa olsun “Rossiyane” olarak adlandırılmaktadır.

6 Şubat 1992’de kabul edilen Vatandaşlık Yasası ile Rusya Federasyonu’nda daimi ikametgahı bulunan eski Sovyet vatandaşları (6 Şubat 1993 tarihine kadar vatandaşı olmama isteklerini ifade edenler hariç) Rusya vatandaşı olarak kabul edildiler. Rusya’nın -topraklarında ikamet etmeyen- başka ülke vatandaşlarına kendi vatandaşlığını vermesi, ihtiyaç duyduğunda yaptığı vatandaşlık yasası değişiklikleri ile sürekli genişletildi.

Nihayet, Rusya’nın Vatandaşlık Yasası’nda 2020’de yapılan değişikliklerle, sadece eski SSCB vatandaşlarına değil onların alt soyuna, akrabalarına kadar ikametgah şartı aranmadan pasaport verme, çifte vatandaşlık verme ve işlemleri basitleştirme uygulamasına geçildi, kalifiye yabancıların Rusya’ya göçü teşvik edildi. Vatandaş olmayı basitleştiren bu düzenlemeler ile Rusça konuşan nüfusa sahip ülkelerden 10 milyona kadar göçmen çekilmesi hedeflendi.

Rusya’nın “Pasaportlaştırma” Politikaları

Pasaportlaştırma politikası resmen 2002 yılında Rusya’nın yeni Vatandaşlık Yasasını kabul etmesiyle başlamıştır. Ancak bundan önce, 1990’lı yılların başından itibaren Moskova eski Sovyet devletlerinde yaşayan etnik Ruslar, Rusça konuşanlar ve Rusya ile kültürel, dini veya tarihi bağları paylaşan ve yurtdışında ikamet eden diğer azınlıklara yönelik bu politikayı fiilen uygulamaya ve belirli bölgeleri “pasaport” alanı haline getirmeye başlamıştır.

Bu politika ilk olarak Baltık bölgesinde, Rus azınlığın tüm nüfusun %30’unu oluşturduğu Letonya ve Estonya’da uygulanmaya çalışıldı. Rusya, bölgede nüfuzunu ve demografik varlığını güvence altına almak, eski Sovyet cumhuriyetlerinin AB-NATO eksenine girmesini önlemek için çok sayıda vatansıza vatandaşlık verdi. Fakat, üç Baltık ülkesine (Estonya, Letonya ve Litvanya) AB ve NATO üyeliği verilmesiyle Rus politikası hedeflenen başarıya ulaşamadı.

Vladimir Putin’in 2000 yılında devlet başkanı olmasından sonra pasaportlaştırma politikası bir Rusya devlet politikası olarak sistematik hale getirildi, Rusya Federasyonu Anayasası’nın 68’in maddesinde yer alan “Rusya Federasyonu, yurtdışında yaşayan vatandaşlara, haklarını kullanma, menfaatlerinin korunmasını sağlama ve tüm Rus kültürel kimliğini koruma konusunda destek verir.” ibaresi ile vatandaşlık dağıttığı başka ülke vatandaşları üzerindeki hamilik hakkını anayasal bir sorumluluğa dönüştürdü.

Transdinyester, Güney Osetya ve Abhazya’da ayrılıkçı bölgelere odaklanan Moskova, Moldovya ve Gürcistan resmi sınırları içerisinde bulunan bölgelerde Rus pasaportları dağıtmaya başladı.

2002 yılında Vatandaşlık Yasası çıktığında, Güney Osetya nüfusunun %40’ı ve Abhazların %30’u zaten Rus vatandaşlığına sahipken 2008 yılı sonunda Güney Osetya nüfusunun %90’ı ve Abhazların %85’i Rus vatandaşlığına geçmiş, Transdinyester’de, yaşayan 500.000 kişiden yaklaşık 250.000’i Rus vatandaşlığını elde etmiştir. 2008’de başlayan ve 2014’te Rusya’nın yarımadayı ilhakı ile biten Kırım krizinde de pasaportlaştırma politikası uygulanmış, Rusya Federasyonu Simferopol’deki konsolosluğu aracılığıyla Rus pasaportu dağıtmıştır.

2019 yılında Moskova, Ukrayna’nın Donetsk ve Luhansk bölgelerinde daimi ikametgahı olanların basitleştirilmiş vatandaşlığa alınmasına izin veren kararnameler yayınladı. Bununla, Doğu Ukrayna’da yaşayan yaklaşık 4 milyon kişinin Rusya vatandaşlığına alınması hedeflenmişti.

Rusya’nın Vatandaşlık Verme Politikasının Sebepleri

Pasaportlaştırma yoluyla toplu halde Rus vatandaşlığı verme politikasının temel amacı Rusya’ya komşu ayrılıkçı çatışma bölgelerinde Rus etkisini sürdürmeyi ve bu bölgelerin Moskova’nın politikalarına siyasi bağımlılığını artırmayı, eski Sovyet toprağı olan bu bölgelerde Rus nüfuzunu restore etmeyi, eski Sovyet cumhuriyetlerinin AB-NATO eksenine girmesini önlemeyi amaçlıyordu. Bu politikanın karşılık bulmasında ve başarısında Rus medyası önemli bir rol oynadı. Verilen vatandaşlığın Rus devletinin koruması garantisi altında olduğu propaganda edildi.

Rusya, 2008’de Güney Osetya’daki Rus askeri konuşlandırmasını ve Rus-Gürcü savaşında askeri güç kullanmasını, Rus pasaportu dağıttığı Osetyalılar ve Abazalar için “Rus vatandaşlarının haysiyet ve onurunu savunmak” söylemiyle meşrulaştırdı.

Rus vatandaşlarının haysiyet ve onurunu savunma söylemi, Kırım’ın işgali ve daha sonra Dombas bölgesine müdahalesi sırasında da Moskova’nın kullandığı meşrulaştırıcı bir söylem oldu. Rusya, ilk kez etnik iddialar temelinde askeri güçle başka ülkeden toprak ele geçirdi.

Rusya Federasyonu’nun Rus vatandaşlığı politikası sadece jeopolitik ve milliyetçi güdülerle şekillendirilmiş değildir. Demografik değişim, yani nüfus azalışına çare arayışı da Rusya’nın vatandaşlık politikasının temel sebeplerinden birisi olmuştur.

Rusya’da doğum oranın düşük olması (%1,57), ölüm oranının doğum oranını (doğal nüfus azalması) aşması, ortalama ömrün uzun olmayışı (66,7 yıl), BM tahminlerine göre 2020 yılı başında 146,7 milyon olan Rusya nüfusunun 2050 yılına gelindiğinde135,8 ile 124,6 milyon arasında düşebileceği tespiti, Rusya yöneticilerini “demografik kriz”i çözme arayışlarına yöneltmiştir.

Daimi ikametgahı yurtdışında bulunan vatandaşların gönüllü olarak Rusya Federasyonu’na yeniden yerleştirilmesi, göçmenlerin geri dönüşünün teşvik edilmesi pasaportlaştırma politikası uygulamasının sosyal sebeplerinden birisi olmuştur.

Rusya Federasyonu Anayasası’nda Değişiklikler ve Rus Etnik Milliyetçiliği

Putin yönetimi, dışarıda pasaportlaştırma ile Rus vatandaşlığını genişletme politikasını, içeride de Rusya Federasyonu’nu federal devletten Rus kimliğine ve Ortodoks inancına dayalı üniter bir devlete dönüştürme stratejisi ile birlikte yürüttü.

Rusya, 17,075,400 km²’lik yüzölçümü ile dünyanın en büyük yüzölçümüne sahip ülkesi, dünyanın en büyük federal devleti, en büyük Ortodoks ve Slav ülkesi olarak bilinmektedir. Rusya’nın yaklaşık 143 milyonu bulan nüfusu 180’in üzerinde etnik halktan oluşmaktadır. Bu halklar Ortodoksluk, İslam, Yahudilik, Şamanizm, Budizm’den Ateizme kadar pek çok farklı inanca mensuptur.

Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra federe birimler Rusya Federasyonu’nun çatısı altında 31 Mart 1992 tarihinde “Federal Antlaşma” imzalamış, 1993 yılında Rusya Federasyonu Anayasası yürürlüğe girmiştir. Bilindiği üzere federal devlet, yetkilerini ortaklaşa paylaştığı birçok (federe) devletten oluşur, federal devletin ülkesi ve nüfusu federe devletlerin ülkesi ve nüfusunun toplamıdır. Federe devlet içinde yaşayanların iki türlü vatandaşlıkları vardır. Bunlar hem bir federe devletin hem de federal devletin vatandaşlarıdır. Devlet egemenliğinin içte kullanılması federe devletlere, dış egemenliğin kullanılması ise federal devlete aittir.

Rusya Federasyonu Anayasanın 5. maddesinde birbirine eşit olduğu ifade edilen federal birimler oblast, kray, cumhuriyet, otonom oblas, otonom okrug ve federal önemdeki kentler olarak sayılmıştır. Rusya Federasyonu’nda halen 22 Cumhuriyet, 9 Mega Bölge (Kraylar), 46 Vilayet (Oblastlar), 3 Federal Statülü Kent, 1 Özerk Bölge ve 4 Özerk Yöre (Okruglar)’den oluşan 85 idari birim bulunmaktadır. Cumhuriyetler kendi anayasasına ve yasama organına sahiptir.

Vladimir Putin’in yönetime gelmesi ile birlikte federal sistemi merkezi devlete dönüştürmeye yönelik değişiklikler yapılmaya başlandı. Rusya Federasyonu toprakları sekiz federal üst bölgeye bölünerek bölge idarecilerinin doğrudan başkan tarafından atandığı ve atananların federe yöneticilerin üstünde devlet başkanının yetkilerini kullandığı bir modele geçildi. Burada Moskova’nın niyeti birleştirmeler yoluyla federe devlet sayısını azaltılmak ve özellikle cumhuriyetlerin statüsünü zayıflatmaktı.

1 Temmuz 2020’de yapılan referandumla kabul edilen Anayasası değişiklikleri ile, Rusya Federasyonu’nun ismi korunmakla birlikte devleti Rus-Ortodoks kimliğini esas alan merkezi bir ulus devlet yapısına dönüştürme yolunda önemli adımlar atıldı.

Anayasa’nın 68’inci maddesinde yapılan değişiklikle, “Rusya Federasyonu topraklarında, devlet kurucu halkın dili olan Rusça devlet dilidir. Rus halkı devlet kurucu bir halk olduğu gibi, Rusya Federasyonunun ortak hukuka sahip halklarının çok milletli ittifakına dahildir.” İfadesine yer verildi. Böylece Rus halkı, devletin kurucusu halk olarak federasyona dahil diğer halklarının üstünde bir konumuna yerleştirildi ve kurucu halkın dili olan Rusça devletin tek resmi dil haline getirildi. Federasyonu oluşturan diğer halkların dilleri resmi dil ve devlet dili olmaktan çıkarıldı.

Moskova, bir devletler ittifakı olarak kurulan Rusya Federasyonu’nu “çok milletli ittifak” olarak yeniden tarif ederek federe devletlerin devlet olmaktan kaynaklanan haklarını tanımayacağını bir bakıma ilan etmiş oldu.

Anayasa’nın 67’inci maddesine ilave edilen “Bin yıllık tarihin birleştirdiği Rusya Federasyonu, Tanrı’ya olan inanç ve ideallerini bizlere ileten atalarının anısını koruyarak, Rus devletinin gelişimindeki sürekliliği ve tarihsel olarak kurulan devlet birliğini kabul eder.” cümlesi ile, Rus tarihi bütün bir federasyon halklarının tarihi olarak dayatıldı. Kendisini Bizans İmparatorluğu’nun varisi Üçüncü Roma olarak gören Rusya tahayyülü yeniden canlandı ve Moskova Kilisesinin Hristiyan Ortodoks anlayış ve ideallerini bütün Rusya Federasyonu’nda hâkim tek dinî anlayışı haline getirme teşebbüsüne geçildi.

Rusya Federasyonu topraklarında, Federal Yasalara göre federal bölgeler oluşturulabilir. hükmü, federe devletlerin kuruluşta elde ettikleri hakları ortadan kaldırma imkanı sağlamak üzere Anayasa’ya konuldu. Nitekim, 21 Aralık 2021 tarihinde imzalanan Bölgesel Yönetim Yasası kapsamında Tataristan Cumhuriyeti’nin resmen ortadan kaldırılmasının yolunu açtı.

Öte yandan Anayasa’nın 79’uncu maddesinde yapılan değişiklikle, “Rusya kanunları uluslararası hukuk normlarından üstündür.”  ifadesine yer verilerek Rusya, (Birleşmiş Milletler Tüzüğü, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Antlaşması, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gibi) daha önce imza koyduğu bütün uluslararası antlaşmaları ve taahhütleri kendi topraklarında geçersiz hale getirdi.

SONUÇ

Rusya Federasyonu, SSCB dağıldıktan sonra yaşadığı şoku atlatıp, 2000 yılından itibaren devlet başkanlığını yürüten Vladimir Putin’in uyguladığı ‘pasaportlaştırma” politikaları ile bir yandan yeni vatandaşlar kazanma, nüfusunu artırma ve iş gücü ihtiyacını karşılamaya yönelirken diğer taraftan sürekli genişlettiği vatandaş kabul etme politikaları ile komşu ülkeler üzerinde baskı ve hakimiyet kurmaya yönelmiştir.

Vatandaşlık politikaları ile Rus nüfusunu artırma, Rusça konuşanları ülkeye kabul ederek etnik ve kültürel olarak güçlenme stratejisi izleyen Rusya öte yandan içeride gerçekleştirdiği anayasal düzenlemeler ile federal devletten hızla ulusal devlet olma yoluna doğru ilerlemeyi de sürdürmektedir.

2020’de yapılan anayasa düzenlemelerinde; Rus halkının federasyonun kurucu halkı olarak kabul edilmesi, Federasyonu oluşturan diğer halkların dillerini resmi dil ve devlet dili olmaktan çıkarıp kurucu halkın dili Rusçanın devlet dili olarak kabul edilmesi, federasyon yapısı birden fazla devletin ittifakını ifade etmesine rağmen son düzenlemede bunun yerine “çok milletli ittifak” kavramının kullanılması, federasyonun kimliğini tarif ederken Rusya’nın bin yıllık devlet tarihine, Ortodoks inancına, Rus devlet ideallerine ve bu tarihin devamlılığına atıf yapılması Rusya Federasyonu’nun artık federal devlet yapısını terk edip Çarlık Rusya’sına doğru yönelme meylini göstermektedir.

Ancak, Çarlık Rusyası’nda aşırı merkeziyetçi, Rus dili etrafında kenetlenmiş, Rus olmayan halkları Ruslaştırarak tek bir ulus yaratma çabaları başarısızlığa uğramıştır. Rus milliyetçiliğine dayalı bu yeni devlet tasarımı, üst perdeden bakılan başka milliyet ve inançlara sahip halkları bir arada tutmaya yetecek mi, bunun cevabını tarih verecek…


Yararlanılan Kaynaklar

Agnia Grigas“Russia’s Passport Expansionism”

https://www.project-syndicate.org/commentary/russia-eastern-ukraine-passportization-citizenship-by-agnia-grigas-2019-05?barrier=accesspaylog

Anne Peters“Passportisation: Risks for international law and stability – Part I-II”

https://www.ejiltalk.org/passportisation-risks-for-international-law-and-stability-part-one/

https://www.ejiltalk.org/passportisation-risks-for-international-law-and-stability-part-two/

Fabian Burkhardt, “Russia’s “Passportisation” of the Donbas”

https://www.swp-berlin.org/en/publication/russias-passportisation-of-the-donbas/

Halit Hamzaoğlu, “Rus Dış Politikasında Realist Yaklaşım: Primakov Doktrini ve Yakın Çevre Kavramı”, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1416228

Kristyna Foltynova, “Migrants Welcome: Is Russia Trying To Solve Its Demographic Crisis By Attracting Foreigners?”

https://www.rferl.org/a/migrants-welcome-is-russia-trying-to-solve-its-demographic-crisis-by-attracting-foreigners-/30677952.html

Namık Kemal Bayar, “Rusya’nın Yeni Anayasası Ne Götürdü?!”

Neil Melvin, “Russia’s Policy of Passport Proliferation”

https://rusi.org/explore-our-research/publications/commentary/russias-policy-passport-proliferation

Osman Ağır, “Rus Tipi Federalizm”

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/200562

Turgut Kerem Tuncel, “Rusya Anayasası’nda Yapılan Değişiklikler Analiz No: 2020/22”

https://avim.org.tr/tr/Analiz/RUSYA-ANAYASASI-NDA-YAPILAN-DEGISIKLIKLER

“2025 Yılına Kadar Rusya Federasyonu’nun Demografik Politikasının Kavramı”

http://pravo.gov.ru/proxy/ips/?docbody=&prevDoc=102165920&backlink=1&&nd=102117162 (Türkçeye tercümesi)

*Bu yazı 4 Ocak 2022 tarihinde SDE.org sitesinde yayınlanmıştır.

Kategoriler: Yazılar